Bir Adamlık Hikâyeler

“Adam doğruluyor yerinden, söyleyecek bir şeyler arıyor. Hafızasında hiçbir şeyi yok. Tüm kelimeleri uçup gitmiş. Tutuşmuş bir kelebeğin kanatları gibi sözcükleri.”

Adamın Hikâyesi’nden Alıntı

“Bir Adamlık Hikâyeler” adıyla yayınlanan bu kitap bir adamın üç günlük hikâyesini anlatıyor. Aslında adamın uyur uyanık gördüğü rüyalar, bilinçaltındaki hikâyelerdir anlatılan. Her birinin kendi içinde bütünlüğü vardır ve diğer hikâyelere adamın içinde bulunduğu ruh haliyle bağlanmaktadır.

İçinde yaşadığımız bu dönemde her bireyin hikâyesizleştiğini düşünüyorum. Sıradan tekdüze bir yaşama sahip, benzer şeylere sevinen, aynı şeylere üzülen, aynı şekilde beslenen, aynı şekilde hisseden, tepkiler veren bireylere dönüştük maalesef. Bu nedenle hikâyelerimizden yoksun kaldık. Bizim olmayan hikâyelere sadece seyirci kalıyoruz artık. Ama kendimize özel hikâyelerimiz olduğuna inanıyorum ben. Kaynağını insan olmamızdan alıyor bu hikâyeler. Bu yüzden rengârenkler. Coşkun ve şiirseller. “Adam”ın hikâyesi ve hikâyesizliği de bu kaynaktan besleniyor. Ve bu hikâyesizlik hepimizin hikâyesizliği oluyor. Bu hikâyelerin hepimizin hikâyeleri olması gibi.

Hikâyedeki kahramanın “adam” olması konusunda evet, bir ısrarım var. Adı sanı bilinmeyen, dini, dili, ırkı, yaşı bilinmeyen, geçmişi ve geleceği bilinmeyen bir âdemoğlu benim kahramanım. Cinsiyetinin de bilinmemesini isterdim aslında. Mümkün olsaydı tabi. Bu bilinmezlik bizi ona bağlayan şey. Benim kahramanım hikâyesiz olduğu sürece bizden biri. Hissettiği, acıdığı, sevindiği, şaşırdığı sürece, hayretler içinde kaldığı, hayaller kurduğu sürece bizi temsil ediyor kitapta. Bu yüzden çok tanıdık. Gelecek ve geçmişten yoksun bu adam tek kelimeyle biziz.

Yazarken hikâyelerdeki kurgu arka planda kaldı benim için. Okuyucu da bu noktaya takılmasın isterim. “An vardır. Onunla doludur.” İşlenen an / duygu her şeyden önce geliyor hikâyelerde. Yani kitap sonsuz şimdilerden, şu anlardan oluşuyor. Bu nedenle bir sayfa daha okumak; hikâyeyi ve kitabı bitirmek için sabırsız olmasınlar lütfen. Çünkü okudukları sayfadan, o paragraftan daha fazlasını vermeyecek sonraki sayfalar. Ben sabırla okumalarını, yudum yudum, belki şiir tadında okumalarını; hatta her paragrafı, her cümleyi ayrı okumalarını tavsiye edeceğim. Aceleleri varsa ve sabırları yoksa kitabı okumamalarını isteyeceğim kendilerinden.

Bu kitap yazılmamış olsaydı, eksik kalırdım.

Pdf formatında aşağıdaki linkten ücretsiz indirebilirsiniz.

Ya da E-pub ( e-kitap ) olarak aşağıdaki online kitap mağazalarından temin edebilirsiniz.